Dil ve düşünce ilişkisi üzerine çokça düşünülmüştür. Söz söyleme melekesine sahip tek varlık olan insan, düşüncelerini dil ile görünür hale getirir. Kimileri için dil düşünmekle özdeştir ve düşüncelerimiz dilimizin yapısınca belirlenir.
Anlam inşasında erkekliğin kayırılmasını ve ataerkil söylemin egemenliğini ifade eden “phallogocentric dil” özellikle son yıllarda oldukça hassasiyet gösterilen bir konudur. Ancak hayvanlara bakış açımızı yansıtan türcü dil üzerine söylenmiş çok daha az şey vardır. Türcü dil de hassasiyet gösterilmeyi hak eden ve hayvanların özgürleştirilmesi için gerekli düşünce dönüşümünün temeli olabilecek bir alandır.
Türcülük (speciesism); insan türünün üstünlüğü varsayımına dayanarak belli hayvan türlerinin sömürülmesi ya da ayrımcılığa uğratılması anlamına gelir. Türcü dil ise; hayvanlar ve insanlar için aynı kavramları farklı kelimelerle ifade eden insanmerkezci bir dildir.
Örneğin bir insanın biyolojik varlığının son bulmasını ölüm kelimesi ile karşılarken, hayvanlar için telef olmak kelimesini kullanırız. İnsanların ölü bedeni için ceset kelimesi kullanılırken, hayvanlar için leş kelimesini kullanmamızda bir sakınca olmadığı düşünülür. Oysa bu kelimeler insanlar için kullanıldıklarında hakaret olarak kabul edilirler. Böylece hayvanların ölümünün veya cesedinin farklı bir kelime ile ifade edilerek değersizleştirilmesi hayvan yaşamını da önemsizleştirir.
Medyanın dil kullanımı ise toplumun dili ve dolayısıyla düşünce kalıpları üzerinde oldukça etkilidir. Bu etki olumsuz amaçlar doğrultusunda kullanılabileceği gibi olumlu şekilde de kullanılabilir. Hayvan Hakları İzleme Komitesi bu doğrultuda medyanın türcü dilini ve insanmerkezci yaklaşımını eleştirmek için bir video hazırlamıştır ve bu videoda hayvanlar insanlara şöyle seslenmektedirler;
“Telef olmadım, öldüm, öldürüldüm.”“İtlaf edilmedim, katledildim.”“Leşim değil, cesedim bulundu.”“Yangınlarda, kazalarda, patlamalarda insanlar ölmediği için ‘can kaybı yok’ deniyor ama ben ölüyorum.”“Hayvanat bahçesinin ‘yeni sakini’ değil, tutsağıyım.”“Hayvanlı sirkin ‘sevimli oyuncusu’ değilim, kölesiyim.”
Umarız türcü dil karşıtlığı da dilin düşünceyi yaratma gücü hafife alınmayarak hayvan sömürüsüne dikkat çekmeyi başarabilir.