Dünyadan Yaratılış Öyküleri dizisinin ikincisiyle karşınızdayız.
Navajo Yaratılış Öyküsü
Beyaz adamın yok ettiği yerli kabilelerinden Navajolara göre dünya başlangıçta küçük ve zifiri siyahtı; orta yerinde tek bir çam ağacı olan, dört deniz tarafından çevrilmiş bir adaydı. Dört denizin her birinde Büyük Deniz Yaratığı, Mavi Balıkçıl, Kurbağa ve Beyaz Fırtına hüküm sürüyordu. Denizlerin üzerinde ise kara bulut, beyaz bulut, mavi bulut ve sarı bulut vardı. Mavi ve sarı bulutlar bir araya geldiğinde ilk kadın, kara ve beyaz bulutlar bir araya geldiğinde ise ilk erkek oluştu. Bu ikisi birlikte yaşadılar, daha sonra Suda Doğmuş Büyük Çakal’la karşılaştılar. Büyük Çakal (bir erkek kılığındaydı) onlara sulardaki ve göklerdeki tüm gizemleri bildiğini söyledi. Ardından İlk Öfke adlı ikinci biri daha ortaya çıktı ve dünyaya büyüyü yaydı.
İskandinav Yaratılış Öyküsü (Völüspa)
Yine bir Nordik yaratılış miti olan Völüspa’ya göre büyük Tanrı Odin kahin Volva’dan insanlıkla ilgili kehanetlerini sorar. Bunun üzerine Volva, evrenin Odin’den önce boş olduğunu, öteki tanrıların Midgard’ı (orta yer, orta dünya) yarattığını, sabah, öğle, akşam ve geceye ad verdiklerini anlatır. İlk savaş Vanirler ile Aesirler arasında olmuş, sonuçta Vanirler Tanrı olmuştur. Bu savaş dünyanın sonunu getirecek Rangarök’e benzer.
Sümer Yaratılış Öyküsü
Değişik versiyonları olan Sümer mitolojisinin bir biçimine göre başlangıçta yalnızca Tanrıça Nammu vardı. Nammu Enki’yi Enki Enlil’İ yarattı. Enlil evreni ikiye böldü, An’ı gökyüzü tanrısı, Ki’yi yeryüzü tanrıçası yaptı. Ardından pek çok Tanrı varlığa geldi ve isyan ettikleri vakte kadar evrendeki pek çok şeyi yarattılar ve düzenlediler. Enlil tanrılara hizmet etmeleri için daha aşağı seviyede varlıklar yaratmayı önerdi. Tanrılar aralarından bilgeliğiyle bilinen Geştu’yu kurban etmek üzere seçtiler. Doğum tanrıçası Nimmah onun etiyle kanını karıştırdı ve bütün tanrılar Geştunun parçalarının üzerine tükürdüler. Bedeni çamura dönüştürüldü. Bu çamurdan bütün insanlığın atası olan yedi kadın ve yedi erkek yaratıldı.
Antik Yunan Yaratılış Öyküsü
Helenler öncesi Yunan yarımadasının yerleşimcileri olan Pelasglara göre başlangıçtaki tek varlık herşeyin tanrıçası Eurynome’ydi. Eurynome kaosun içinde çıplak olarak yükseldi, denizle gökyüzünü birbirinden ayırdı ve denizin dalgaları üzerinde dans etti. Bir kuzey rüzgarını yakaladı, elleri arasında ovuşturdu ve yılan Ofyon’u yarattı. Eurynome dans edince Ofyon onun vücuduna sarıldı ve çiftleştiler. Eurynome gebe kaldı ve güneşi, ayı, yıldızları ve dünyayı doğurdu. Olimpos dağını yurt edindiler, ama Ofyon evreni kendisinin yarattığını iddia edince Eurynome topuğuyla onun kafasını yaraladı ve onu dünyanın derinliklerine gönderdi.
Babil Yaratılış Öyküsü (Enuma Eliş)
En az 3000 yıllık bu mitosa göre başlangıçta kaotik su vardı, sonra bu su tatlı su Apsu (tanrı) ve tuzlu su Tiamat (tanrıça) olarak ayrıldı. Bu ikisi öteki tanrılara hayat verdiler. Bu öteki tanrılar o kadar sorun çıkardılar ve Apsu’yu o kadar üzdüler ki Apsu onları öldürmek istedi. Bu durum Tiamat’la arasında çatışma yarattı. Çatışma sürerken savaşçı tanrılardan Marduk okunu Tiamat’a hedefledi ve onu ikiye böldü. Bu iki parçadan biri Dicle biri Fırat nehridir. Yine mitosa göre yeryüzü ve gökyüzü de Tiamat’ın cesedinden oluşur.
Jainizm
Jainler evrenin yaratılışı konusunda başka kültürlerde görülenden çok farklı bir inanç benimsemiştir. Jainizme göre evrende hiçbir şey yaratılmamıştır ve hiçbir şey yok olmaz. Şeyler yalnızca form değiştirir. Evrenin bir başlangıcı ya da sonu yoktur. Jainizm açısından zaman döngüseldir.
Genesis
Yahudi Torah’ı ile Hristiyan İncil’indeki Genesis (Yaratılış) kitabındaki öykü belki de en meşhur yaratılış öyküsüdür. Buna göre Tanrı başlangıçta gökleri ve yeri yaratmıştır. Dünya biçimsizdir ve kutsal ruh suyun üzerinde havada asıldır. Tanrı “Işık olsun” demiş ve ışık ortaya çıkmıştır. İnsanlar da dahil olmak üzere her şeyi altı günde yaratmış, yedinci gün ise dinlenmiştir.
Mande Yaratılış Öyküsü
Batı Afrika kültürü olan Mande’ye göre başlangıçta yalnızca Mangala vardı. Mangala devasa, etkin bir varoluştur. Onun içinde dört bölüm vardır; haftanın dört günü, dört temel element ve dört ana yön. Mangala kendisinden bir parçayı dünyayı oluşturması için bir tohuma yerleştirir ama tohum patlar. Mangala yeniden işe koyulur. İki tohum daha oluşturur ve sonunda hayvanlar ve insanlar oluşur.
Kore Yaratılış Öyküsü (Cheonjiwang Bonpuri)
Koreli şamanların sıkça anlattığı bu mitosa göre başlangıçta göğün ve yerin bir olduğu bir boşluk vardır. Ardından gökyüzünden berrak bir çiy tanesi yerden ise karanlık bir çiy tanesi birleşirler. Bu tanecikler birleştiğinde güneş, ay ve yıldızlar dışında dünyadaki her şey varlığa gelir. Göğün ve Yerin Efendisi Cheonjiwang üç horozun ötmüşüne uyanır. Bu ses zamanın başlangıcıdır. Cheonjiwang horozların güneş olmadığı için öttüklerini anlar ve iki güne iki de ay yaratır.
Moğol Yaratılış Öyküsü
Moğollara göre dünyayı yaratmış olan bilge Udan’dır. Udan 500 yaşına kadar yaratılmamış bir dünyada yaşamıştır. 1000 yaşına geldiğinde göğü ve yeri birbirinden ayırmış, dokuz katlı bir gökyüzü dokuz katlı bir yeryüzü ve dokuz nehir yaratmıştır. Ardından insanlığı çamurdan yaratmış ve bütün insan soyu bu ilk yaratılanlardan türemiştir.
Yoruba Yaratılış Öyküsü
Sömürgecilik sürecinde Amerika kıtasına da taşınmış olan Batı Afrika kökenli Yoruba kültürüne göre insanlar yaratılmadan çok önce bütün yaşam gökyüzündeydi. Gökyüzünde orisha denilen diğer varlıklarla birlikte yaşayan Olorun en güçlü varlıktı. Çocuğu Obtala Olorun’dan aşağıdaki suların arasında katı toprak yaratmak için izin istedi, Olorun bunu onayladı. Obtala suların üzerine inebilmesi için orishalara altın bir zincir yaptırdı. Aşağı inip yeri yarattığında ona “lfe” adını verdi. Ardından Olorun’un yardımıyla “Lfe”nin içinde ateş yaktı, böylece ilk insan oluştu.
Kaynak: List25