Ay öldürdü güneşi
Ve vurdu şakaklarından karanlık, tüm ışık sızdıran gündüzleri
Ne doğdu güneş bir daha
Ne de ay tamamladı dönencesini
Oysa gece ile gündüz ne kadar da güzeldi
Göç etti birer birer hislerim bilinmezler diyarına
Dönmedi de bir daha diyarıma
Sürgün yemiş ülkemden, bakmamış da arkasına
Ben vardım arkalarında
Koruyacaktım oysa
Nergis kokan evime baskına gelmişler
Yerini güneşin köz kokusuyla sarmışlar
Ellerinde toprakları çiçeklerimin
Oysa ben yoldaydım su vermek için
Söyleyin ne olur ellemesinler renklerimi
Siyahımı beyaza boyarken sıçrattıkları çamurlar yetmedi mi
Durdurun ne olur silmesinler izlerimi
Verdiklerim yetmedi mi
Ordularını salmış üzerime de cephanesiz karşılamışım gibi
Teslimiyetimden vurmuşlar beni
Öldürdüğü masumiyetleri düğümlemiş tüm sözlerimi
En savunmasız anımda sırtımdaydı o zalimlerin pençe izleri
Oysa ben gösterecektim avuç içlerimi
Sol parmağıma kazınmış yüzüğüm mü tıkadı kalplerine giden damarları
Yoksa doyurmadı mı yutturdukları
Beğenmediler mi başımın üstünde hazırladığım tahtlarını
Ya da aç mı bıraktım onları
Kaskatı kesilmiş kalplerin kelepçeleri benim bileklerimde
Kesilen o damarlar hep benim
Duvarlardan duyulmayan o ses özgürlük naralarımdı benim
Savrulur dört köşeye
Artırabilir kulaklarındaki uğultuyu desibellerim
Oysa ben şarkılar söyleyecektim bizlere
Parmaklıklar ardında ağlayan o kız çocuğu benim
Akan her damla gözyaşlarında hatırlasınlar beni
Hapsettiler bir ömrümü ruhlarındaki o kepaze cezaevlerine
Yine de vermediler kendilerinden bir gram ödün
Oysa ben yanlarına kalpli balonlarımla gelecektim
Ah o rengarenk iplerim
Darağacımda gökkuşağı gibi sallandılar
Uğur getireceğine inanırken, beni inandığım yerden doladılar
Göklerde süzülürken renklerim
Onlar asılı duran beni acımasızca izlediler
Oysa ben son kez yüzlerine gülümseyecektim