Metafizik şiir, İngiliz Edebiyatı’nın en önemli, etkili ve derin edebi dönemlerinden biridir. Okuyucuların ve yazarların Metafizik şiiri kavramaları ve analiz edebilmeleri için bu şiirin köklerini ve özelliklerini bilmeleri gerekir. Şair ve edebiyat eleştirmeni Samuel Johnson ilk kez “En Seçkin İngiliz Şairlerin Yaşamları” kitabında “metafizik şiir” terimini ortaya attı. Etimolojik olarak, “meta” ve “fiziksel” iki ayrı terimdir ve fiziksel dünyanın ötesinde olan şeyler olarak tanımlanır. Metafizik şiirin temel amacı, tartışmacı bir anlatımla bir birey olmanın doğasını duygusal, psikolojik açıdan açıklamaktır. Duygu ve aklın birleşimi ile metafizik şiirin çalışma alanı sevgi, ölüm, din ve etimolojik anlamından da anlaşıldığı üzere, fiziksel dünyanın ötesindeki hayal edilemez şeylerin ve hislerin görselleştirilmesidir. Akıl ve zeka bu şiir türünü kontrol eder. Temasının yanı sıra dil kullanımı da derindir. Karmaşık, süslenmiş ve esprili bir dilin yanı sıra metafor, paradoks ve cinas gibi söz sanatları sıkça kullanılır. Bu söz sanatları süsleme için değil, zekâ ifadesi için kullanılır.
17.yy şairi olan George Herbert, Kral James’in ölümünden sonra otuzlu yaşlarının ortasında dünyasal hırslarından vazgeçen ve hayatının geri kalanını St. Andrew Kilisesi rektörü olarak geçiren bir kişidir. Hayatındaki bu büyük değişiklik, yaşam biçiminin yanı sıra çalışmalarına da yansımıştır. Bu sebeple şiirlerinde Tanrı’ya yöneliş ve Tanrı’ya olan sonsuz aşk temalarını görebiliriz. Kendisinin en meşhur eserlerinden biri olan “Easter Wings” bahsedilen Tanrı’ya yöneliş temasını da başarılı bir şekilde ele alır.
Şiirin en önemli ve onu diğer şiirlerden ayıran özelliği isminde geçen “wing” yani “kanat” şeklinin şiire yansımasıdır. Yani şiirin yapısı -yana çevrilip bakıldığında- bize bir kelebeğin kanadını anımsatır. Kanadın hareket şekli kutsal ruhun yükseliş ve düşüş anlarını temsil eder, bu anlar hayat ve ölüm arasındaki iyi veya kötü bir kişi olma durumu olarak da yorumlanabilir.
Şiirin ilk kısmında tanrının insanları varlık içerisinde yarattığını ancak insanların aptalca bu varlığı kaybettiklerini vurgular. Burada aslında Adem ve Havva’nın ilk günahı yani kutsal meyveyi yemelerinden bahsedilir. Ardından “en aciz” ve “en zayıf” terimleri “kanat” motifinden de anlaşıldığı üzere insanın günah işleyişinin aslında ruhun en aciz ve en zayıf hali oluşundan kaynaklanır. Şiirin en son cümlesindeki düşüş Havva ve Adem’in cennetten düşüşlerine bir gönderme yapar ve bu düşüş tekrardan bir yükselişe sebep olur. Anlatıcı bu düşüşle birlikte artık yaşlandığını fark eder ancak hala günahkar oluşu onu keder içinde boğar. “Utanç” terimi burada insanların doğumundan itibaren günahkar oluşundan bahseder. Elbette ki bu günah önceki kısımda bahsedilen Havva ve Adem’in ilk günahıdır. Anlatıcı hala günahkar ve “zayıf” oluşundan yakınır ve bilir ki Tanrıya erişebilmek için iyi olması ve zayıf kanatlarına birkaç iyilik tüyü eklemelidir. Ancak bunun tek yolu ise Hristiyanlıkta belirtildiği üzere acı çekip günahlarından kurtulmaktır.
17. yy metafizik şiirinin öncülerinden biri olan George Herbert bu şiiriyle okuyucuya hem görsel hem de sözel açıdan hitap etmeyi başarmıştır. İnsanlığın işlediği ilk günahtan arınmalarına kadar olan süreci derin söz sanatlarıyla okuyucuya iletmiştir. Bu şekilde İngiliz edebiyatında hatrı sayılır bir yere sahip olmuştur.
Easter Wings
Lord, who createdst man in wealth and store,
Though foolishly he lost the same,
Decaying more and more,
Till he became
Most poore:
With thee
O let me rise
As larks, harmoniously,
And sing this day thy victories:
Then shall the fall further the flight in me.
My tender age in sorrow did beginne
And still with sicknesses and shame.
Thou didst so punish sinne,
That I became
Most thinne.
With thee
Let me combine,
And feel thy victorie:
For, if I imp my wing on thine,
Affliction shall advance the flight in me.
Easter Wings (Çeviri)
İnsanı varlık ve bereket içinde yarattı Tanrı
Aptalca her şeyi kaybetti insan
Çürüdü içi her geçen gün
Ta ki olana kadar
En acizi
En zayıfı
Ey, kalkmama izin ver
Kahkaha atar gibi kolayca
Ya da şarkı söyler gibi zaferlerimize
Bu düşüştür ki taşıyacak beni hep daha ileri
Ayaklanınca keder içinde bu çürüyen bedenin
Yalnız bırakmadı hastalık ve utanç beni
Devam ederken günahlarıma
Dönüştüm
En zayıfa
İzin ver
Toparlayayım kendimi
Ve hissedeyim ebedi zaferi
Eklememiş olsam da kırık kanadıma tüyleri
Biliyorum, acım taşıyacak göklere bu aciz bedenimi
*Çeviri bana aittir.
Gerek dili gerek söz sanatlarıyla oldukça derin olan Metafizik şiirinin en önemli eserlerinden biri olan “Easter Wings” ancak bu kadar güzel kelimelere dökülebilirdi. Analizin yanında, şiir çevirisi de orijinalini aratmayacak güzellikte. Şiir yapısının orijinali ile birebir olması, şiiri ne kadar içselleştirdiğinizi gösteriyor. 17.yy Metafizik şiirine adeta bir ayna misali günümüze aktarmışsınız. Edebiyat severlerin ve okurların çok bilgileneceği ufuklarının açılacağı bir yazı olmuş. Geçmiş asla geçmişte kalmayıp günümüze kadar geliyorsa, siz değerli yazarlar sayesindedir. Kaleminize sağlık
İngiliz dili ve edebiyatına çok yakın bir insan olmamama rağmen yazdığın yazı beni kendisine bağladı. Bende ilgi uyandırdı. Sen yaz biz okumaya devam edeliiim diyorum. 🙂
Sade dil yapısıyla gerçekten başarılı bir yazı olmuş. “Metafizik” kelimesinin anlamına kadar açıklandığı için, okurun kafasındaki soru işaretlerini anında yanıtlar bir nitelikte bir yazı olduğunu düşünüyorum. Aktarım gayet başarılı. Yeni yazılarını bekliyorumm.
hem sade, akıcı ve okuru bunaltmayan yazılarınız için hem de güzel çeviri için çok teşekkürler:) devamını bekliyoruz
Yazılarınızı beğenerek okuyorum. Yine şahane bir iş çıkarmışsınız. Tebrik ederim bir sonraki yazınızı iple çekiyorum????
Anlatım ve şiir çok güzel anlatmış, elinize sağlık ?
Tebrik ederim şiir çevirisini çok beğendim
Şiirdeki dizelerin genişlemesi ve daralması kelimelerin anlamı ile beraber senkronize bir şekilde gerçekleşiyor.Çok ilginç ve dikkat çekici.Akrostik bir havasıda var sanki şiirin.
Yapmış olduğunuz çeviri çalışmasını yalın,makyajdan uzak ve akıcı bir dille okuyucularınıza aktardığınız için sizi canı gönülden tebrik ederim.
Çok güzel bir yazı olmuş, kalemine sağlık, umarım yazılarının devamı gelir
Guzel çeviri yapmışsın.Başarını kutlar devamını
dilerim.Guzel işler başaracaksın kutlarım.
Çok açıklayıcı bir yazı olmuş sadece birkaç cümle düşüklüğü var bunlara daha dikkat edersen eminim çok daha iyi yerlere gelirsin??
Bilgilendirici ve akıcı bir yazı olmuş. Şiir, her zamanki gibi kafiyeli ve güzel bir çeviri içerisinde. Yeni yazılarını merakla bekliyorum
Metafizik şiiri hakkında açıklayıcı bilgilendirme yapılmış öte yandan şairin şiirinin çevirisi ise sade ve gayet anlaşılabilir bir üslupla ifade edilmiş. Başarılarının devamını diliyor, yeni yazılarının gelmesini temenni ediyorum.
Bir insan olarak, şiiri gönül işi olarak düşünürdüm hep. Gönlün düşünceleri, gönlün coşkusu! Akıl arka planda. Metafizik deyince o arka plan devreye girmeye çalışır, gönlün coşkunu köreltir diye düşünürdüm. Sanki biraz mekanik bir şey gibi. Duygudan biraz yoksun gibi.
Yazıyı ve şiiri okuyunca değişti düşüncelerim.
Yazı anlaşılır, anlamlı, dolu, hatta bence tam. Tebrikler. Daha fazlasını da okumak isterim.
Başarılar.
Açıklayıcı yazınız ve aslına yakışır muhteşem çeviriniz için tebrik ediyorum. Başarılı kaleminizi elinizden hiç bırakmamanız dileğiyle..
Metafizik şiiri hakkında okuyuculara bilgi veren bu yazı gayet açık ve akıcı bir şekilde yazılmış. Şiirin çevirisi ise gayet güzel ve kafiyeli olması orjinalini aratmıyor adeta. Okuyucuyu asla sıkmayan tam tersine okudukça içine çeken bir kaleminiz var. Sizi çok başarılı buluyorum ve yazılarınızın devamını merakla bekliyorum.Elinize sağlık 🙂
cinas: bu ne güzel bir gül, hiç ağlama hep gül
sayende bunu öğrendim; teşekkür ederim.
çevirilerin mükemmel, özellikle,
george herbert’in şiirini türkçe’ye çevirirken “kelebek” stilinden kopmaman beni benden aldı diyebilirim. oldukça başarılısın.
bu yeteneğin bana bir analojiyi anımsattı:
georges perec’in fransızca’nın en çok kullanılan sesli harfi olan “e”yi kullanmadan yazdığı “la disparition” mucize romanını bilirsin… ikinci mucize: cemal yardımcı, bu romanı “e” harfini kullanmadan türkçe’ye çevirmişti: “kayboluş”
yolun açık meyra’cım.
seni tebrik ederim çocuk…