“Şarkıcı, artist yada öğretmen olmanız önemli değil, Afganistan’da kadınsanız siz bir problemsiniz.Ben sesi olmayan kadınlar adına yüksek sesle haykırmak istiyorum.” Bu sözler Afgan rapçi Paradise Sourori‘ye ait. Genç kadın, Afganistan Kabil’de 2016’da Kuran yaktığı iddiasıyla vahşice katledilen Farkhunda’nin kendisini daha güçlü yaptığı söylüyor. “Savaşacağım! Sadece Farkhunda için değil, tüm Farkhunda’ler için.
70’lerde Amerikan gettolarında doğan ve ezilenlerin, ötekileştirilenlerin isyanını dile getiren rap müzik, her zaman ve her yerde kendi taraftarlarını buldu. Hükümetlerin halkı korkutup sindirdiği ülkelerde artık hiç kimse hiçbir şey söyleyemez oldu, rapçiler dışında. İnceden de olsa eleştirileri ve şikayetlerini dile getiren, duygularına tercüman olan rapçileri yalnız bırakmadı toplumlar. Bu duruma istisnalar da yok değil. Çok kanın döküldüğü işgalden sonra Afganistan’da değişen fazlaca bir şey olmadığı artık herkes biliyor. Rap şarkıcısı olmanın yanında , kadın oldukları için de türlü zorluklarla karşılaşan ve yılmadan yollarına devam eden üç kadından bahsedeceğim bu yazıda. Direniş ruhuna sahip, ülkenin yerleşik kodlarını derinden sarsan üç kadın aktivist: Soosan, Paradise ve Sonita.
Soosan Firooz
29 yaşındaki şarkıcı, mülteci olarak geçirdiği çocukluk yıllarından bahseden ilk şarkısıyla dikkatleri üzerine çekti. İç savaş sırasında İran’a iltica eden ve mülteci kamplarında yedi yıl geçiren Soosan 2003 yılında Afganistan’a geri döndü. Şarkılarında kadınların uğradığı haksızlıklar, yolsuzluklar, mülteci ve çocuk olmak gibi konuları işleyen rapçi,ilk şarkısı Our Neighbors’u 2012 yılında yayınladıktan sonra telefonuna sayısız tehditler aldı. Aynı zamanda annesi de ” müzik yapayı ve televizyona çıkmayı bırakmazsa kızının kafasını uçuracağız.” tarzında kokunç söylemlerle karşılaşıyordu. Afganistan’da ‘şarkı söyleyen kadın’ olması bir yana, müziğiyle ülke meselelerini de kaşımaya başlayınca sadece gelenekçilerin değil Afgan hükümeti için de sorun olmaya başladı. Genç kadın ” Ne kadar essiz kalacağız, insanların ayağa kalkması gerekiyor” diyerek müziğinden asla vazgeçmeyeceğini ifade ediyor ve şüphesiz bu yolda onu diğer arkadaşlarından daha şanslı kılan şey,ailesinin desteği. Dinleyeceğiniz şarkısının ismi “Naqıs-ul aql”, “akli seviyesi düşük” manasına geliyor ve Afganistan’da kadına yönelik hakim bakışa dikkat çekiyor: “Naqıs-ul agl”
Hayat Afganistan’da Paradise Sourori için de hiç kolay olmadı. İran’da doğan sanatçının ailesi savaştan kaçmıştı. Afganistan’ın üçüncü büyük şehri Herat’a geri döndüklerinde, bu kez de Taliban tarafından takip edildiler. Paradise küçük yaşlardan itibaren müziğe ilgi duyuyordu. Tupac, Eminem ve Beyonce gibi isimler onun idölüydü. İran’dan döndüğünde kendisi gibi müzikle ilgilenen sevgilisi Diverse ile tanıştı ve 2008’de birlikte müzik yapmaya karar verdiler. Ne yazık ki Herat bunun için pek de uygun bir yer değildi. Bir gece kardeşiyle birlikte eve doğru yürürken on adamın saldırısın uğradı. Suçu başörtüsü yerine beyzbol şapkası takmaktı. Ona ‘Afganistan’daki diğer kadınlara kötü örnek’ olduğunu söylediler. Etraftan geçenlere yardım için seslendiyse de hiç kimse yardım etmeye yaklaşmadı. Diverse Paradise’ı bulduğunda tanınmaz haldeydi. Polise gittiklerinde ağız birliği yapmışcasına onlar da müziği bırakması gerektiğini söylediler. “Eğer sessiz kalmış olsaydım ” diyor Paradise, ” Hiçbir şeyin değişmeyeceğini biliyordum”… Neyse ki kötü günler onlar için geride kaldı. Ölüm tehditleri ve ev hapsinden uzağa; önce Tacikistan’a daha sonra da Almanya Berlin’e yerleştiler. Çift 143band isimli bir grup kurdu. ” Afganistan insanlarının bizim sesimize ihtiyacı var.” diyen Paradise şarkılarını yüksek sesle söylemeye devam edecek. Ülkelerinden kaçmak zorunda kalsalar da, sosyal medya üzerinden aldıkları destek mesajları Afganistan’ın gelecek nesilleri için de umut verici görünüyor. İzleyeceğiniz videoda Paradise’ın ” Hamwatan” isimli şarkısının bir bölümünü ve cesur konuşmasını bulacaksınız: Hamwatan
Kendisine Asi Kızlara Uykudan Önce Hikayeler kitabında rastladığım Sonita şuan 21 yaşında. Satılık Gelinler isimli rap şarkısıyla bir anda sesini duyurdu. Şu sıralar öğrenci vizesiyle Amerika’da yaşayan Sonita, ülkesindeki küçük yaşta zorla evlendirme sorununu tüm dünyada bir kez daha görünür hale getiren cesur bir genç kadın olarak dimdik karşımızda duruyor. Abisinin evlendirilmesi için gereken parayı Sonita’yı küçük yaşta para karşılığında evlendirmekle bulmaya çalışan ailesinin bu isteğini reddetti ve tekrar böyle bir durumla yüzyüze gelince çareyi kaçmakta buldu. 3 yıl kaçak olarak yaşadığı İran’da şarkılarını kaydederek internet ortamında yayınlayan genç kadının mücadelesi ve hayatı, yakın zamanda “Sonita” isimli bir belgesel filme konu oldu ve film tüm Avrupa salonlarında gösterime girdi. “Annem beni evliliğe zorluyordu ama bu beni sevmediği anlamına gelmez. Beni seviyor ama fakirlik ve gelenekler yüzünden annemin gözleri aşka kapanmış. Şarkılarım sayesinde duygularımı öğrendi, bir genç kız olarak geleceğime yön verebileceğimi artık anladı..”
DÜNYAYI GÜZELLEŞTİRMEYE DEVAM EDECEĞİZ